Bursevi tefsirinde Hz. Peygamberin “ölümü temenni etmeyi yasaklaması” hadisinin yorumu

Bursevi tefsirinde Hz. Peygamberin “ölümü temenni etmeyi yasaklaması” hadisinin yorumu

İsmail Hakki Bursevi, Ruhul-Beyan Tefsiri’nde Bakara suresi 95. ayeti açıklarken ölümü temenni etmemekle ilgili bir hadisi aktarıyor. Ardından ölüm ile ilgili bazı açıklamalarda bulunuyor. 


Bursevi, Ruhul-Beyan Tefsiri: Hz. Peygamberin “ölümü temenni etmeyi yasaklaması” hadisi yorumu

Bakara suresi 95. ayet şöyle: 

“Fakat ellerinin yapıp öne sürdüğü işlerden dolayı ölümü asla istemeyeceklerdir. Allah, zalimleri çok iyi bilir.” (Bakara, 2/95)

Burada ilk olarak Hz. Peygamber dönemindeki Yahudiler kastediliyor. Ancak genel olarak ise günahları, zalimlikleri dolayısıyla ölümden kaçanlara bir uyarı var. Bu ayet ile ilgili Ruhul-Beyan tefsirinde Bursevi, Hz. Peygamberin “ölümü temenni etmeyi yasaklaması” ile ilgili hadisi aktararak ölüm konusunda bu yorumlarda bulunuyor:

Hz. Peygamber (s.a.v.) ölümü temenni etmeyi yasaklayarak şöyle buyurmuştur: "Biriniz, başına gelen bir zarar sebebiyle ölümü istemesin. Ancak: Allah'ım, eğer hakkımda yaşamak hayırlıysa beni yaşat, eğer ölmek hakkımda hayırlıysa, beni öldür" [1] desin. 

Ayrıca bakınız: Ahireti dünya hayatına satanlarla ilgili ayetin yorum ve tefsiri

Salihlerden biri de şöyle der: "Eğer kızılacak işlerim ve günahlarım olmasaydı, kesinlikle ölümü ister ve ona koşarak giderdim." 

Sehl-i Tusteri de: "Şu üç kişiden başkası ölümü temenni etmez: Ölümden sonra nelerin olabileceğini bilmeyen cahil adam, Allah'ın kendisi için belirlediği kaderden kaçan kişi ve Allah'a kavuşmayı içtenlikle isteyen kimse" der.

Ölümün en büyük bela ve en büyük felaket olduğunu bil. Bundan daha büyüğü, ölümü unutmak ve onun için gerekli olan ameli terk etmektir. Gerçekten ölümden ibret almak isteyenler için çok ibretler vardır. Nitekim: "Nasihatçı olarak ölüm yeter" denilmiştir. 

Doğrusu ölümü hatırlayan kimse, dünya arzularından el etek çeker. Fakat gafil kalpler hep vaizlerin uzun uzadıya anlatmalarına, süslü püslü kelimelerle meseleyi aktarmalarına muhtaçtırlar. Öyle olmasaydı Rasulullah (s.a.v.)'in: "Lezzetleri yok eden ölümü çokça anın." [2] hadisi ile Allah Teala'nın: "Her nefis ölümü tadacaktır." (Al-i İmran: 185) buyruğu, dinleyen için yeter ve buna bakar da bununla meşgul olurdu. Akıllı kimse, ölüme, ölmeden önce istekle koşar, nefsini de kötü huylardan arındırır. (Bursevi, 199-200)


Kaynaklar:

İsmail Hakki Bursevi, Ruhul-Beyan Tefsiri, Cilt 1, Damla Yayınevi, İstanbul.

[1] - Bkz. Buhari, Müslim, Tirmizi ve Nesai. Bazı rivayetleri de şöyledir: "Eğer mutlaka bunu yapacaksa, şöyle desin, ..." Bkz. Camiu'l-Usul, 2/455.

[2] - Bkz. Tirmizi, Kıyamet; Nesai, Cenazeler; İbn Mace, Zühd; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/293.

Next Post Previous Post
No Comment
Add Comment
comment url