Allah’ın melekler ve peygamberlere öğrettiği ve Hz. Muhammed’in (s.a.s) tamamladığı dua
Allah’ın melekler, Hz. Adem, Hz. Nuh, Hz. İbrahim’e (a.s.) öğrettiği dualar ve Hz. Muhammed’in (s.a.s) da son eklemesi ile oluşan, “üzerine güneşin doğduğu her şeyden daha sevimli” dediği her şeyi kapsayan önemli bir duayı öğrenmek ister misiniz? İşte, size böyle bir dua ve bu duanın oluşmasının hikayesi.
Arzın yaratılmasından bu yana oluşan, meleklerin ve peyramberlerin duası
“Subhânallâhi velhamdulillâhi ve lâ ilâhe illallâhu vallâhu ekber, Ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm.”
Anlamı: Allah bütün noksan sıfatlardan münezzehtir, bütün hamdler ona mahsustur. Allah'tan başka ilah yoktur, Allah en büyüktür. Azamet sahibi Yüce Allah’tan başkasında güç kuvvet ve kudret yoktur.
Rivayet olurdu ki, Allahü Teâlâ, Arşı kemali azametiyle yarattı, bir de nurdan bir melek yarattı. Yarattığı meleğe şöyle buyurdu:
-"Seni Arşımı taşıman için yarattım, benden dilediğin kadar kuvvet iste." Melek de şöyle dedi:
-"Yâ Rab! Senden öyle bir kuvvet istiyorum ki, bir parmağımla yedi kat gökleri kaldırabileyim." Allah (c.c.) buyurdu:
-"İstediğin sana verildi".
Sonra Allahü Teâlâ rahmetten bir melek yarattı. Ona da önceki meleğe söylediklerini söyledi. Bu melek de:
-"Ya Rab! Senden, yedi kat yerleri kaldırabileceğim bir kuvvet isterim" dedi. Buna da istediği verildi. Sonra rüzgârdan bir melek yarattı. O da rüzgâr kuvveti istedi. Kendisine bu kuvvet verildi. Sonra sudan bir melek yarattı. O'na da su kuvvetini verdi.
Sonra Allahü Teâlâ "Arş'ımı yüklenin" dedi. Melekler çok uğraştılar fakat Arş'ı kıpırdatamadılar. Bunun üzerine melekler: "Allah'ım! Bizim gücümüz kalmadı, bu ancak senin kudretinle olur" dediler. Allah onlara bu defa ilk verdiği kuvvetin bir misli kuvvet daha verdi, yine başaramadılar. Sonra Allah onlara rahmetiyle nazar etti ve "Sübhanallâh" demelerini emretti.
“Sübhanallâh”
Anlamı: Allah eksik sıfatlardan münezzehtir.
Melekler bu tesbihi söyleyince Allah, işlerini kolaylaştırdı. Arşı kaldırdıklarında ayakları da havadaydı. Melekler, Hazreti Adem'in yaratılmasına kadar uzun bir müddet bu tesbihe devam ettiler.
“Elhamdülillah”
Anlamı: Hamd Allah’a mahsustur.
Hazreti Adem aleyhisselamın ruhu beynine varınca, hapşırdı. Allahü Teâlâ ilham etti ve Adem (a.s.), -"Elhamdülillah" dedi. Allahü Teâlâ cevaben:
-"Yerhamuke Rabbüke" dedi ve şöyle buyurdu:
-"Seni bunun için yarattım ey Adem!" Hazreti Adem (a.s.) 'in tesbihini duyan melekler:
-"Bu ikinci güzel kelime" dediler ve onu da tesbihlerine eklediler. Hazreti Nuh (a.s.), peygamberliğe başlayıncaya kadar "Sübhânellahi vel-hamdülillâhi" diye tesbih ettiler.
Nuh (a.s.)'un kavmi, puta tapan bir kavim idi. Allahü Teâlâ, Hazreti Nuh (a.s.)'a gönderdiği vahiyde kavminin:
"Lâ ilâhe illallah"
Anlamı: “Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur.”
-"Lâ ilâhe illallah" demesi halinde onlardan razı olacağını bildirdi. Bu kelimeyi duyan melekler: "Bu üçüncü güzel kelime" dediler ve ilk iki tesbihe bunu da eklediler. Hazreti İbrahim'in gönderilmesine kadar "Sübhanallâhi ve’l-hamdülillâhi ve lâ ilâhe illallah" diyerek tesbit ettiler. Allâhü Teâlâ, Hazreti İbrahim (a.s.)'e oğlu İsmail’i (a.s.) kesmesini emretti, ardından da onun yerine bir koç gönderdi. Cebrail (a.s.):
"Allahü Ekber"
Anlamı: Allah en büyüktür.
-"Allahü Ekber" dedi. Melekler bu kelimeyi duyunca:
-"Bu dördüncü güzel kelime" dediler ve tesbihlerine eklediler. "Sübhanallâhi vel-hamdülillâhi ve lâ ilâhe illallâhu vallâhu ekber" diyerek tesbih etmeye başladılar.
Bu olayı Cebrail (a.s.) , Resülüllâh (s.a.v.)'a anlattı. Resülullâh (s.a.v.) hayretle "lâ havle velâ kuvvete illâ billâhi'l-aliyyi'l-azim" dedi.
"Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhi'l-aliyyi'l-azim"
Anlamı: “Allah’tan başkasında güç ve kudret yoktur.”
Bunun üzerine Cebrail (a.s.) , "Bu kelimeyi de o meleklerin tesbihlerine ekleyelim" dedi. Resülullâh (s.a.v.) , "Bu kelimeler bana, üzerine güneşin doğduğu her şeyden daha sevimlidir. Hangisinden başlasan zarar vermez” buyurdu.