Namazda “Salli” ve “Barik” Dualarında Hz. İbrahim’in İsmi Neden Geçiyor?

Namazda “Salli” ve “Barik” Dualarında Hz. İbrahim’in İsmi Neden Geçiyor?

Namaz, müminler için bir ibadet olmanın ötesinde, Allah’a olan bağlılığın ve peygamberlerin izinden gitmenin bir ifadesidir. Bu ibadetin önemli bir kısmını oluşturan “Allahümme salli” ve “Allahümme barik” dualarında Hz. İbrahim’in isminin anılması, İslam tarihine derinlemesine nüfuz eden bir anlam taşır. Bu durum, sadece bir gelenek değil, aynı zamanda peygamberler zincirine olan şükran ve bağlılığın bir göstergesidir. Peki, neden bu dualarda Hz. İbrahim’in ismi özellikle zikrediliyor? Bu yazıda, Kur’an-ı Kerim’den ayetlerle ve hadislerden referanslarla bu konuyu daha yakından inceleyeceğiz.

Hz. İbrahim’in Duasının Namazdaki Yeri ve Önemi

Bakara suresi 127-128. ayetlerde Hz. İbrahim (a.s.) ve Hz. İsmail’in (a.s.) Kabe’nin temellerini atarken bir dua yaptıkları ifade ediliyor. Ayetlerde yaptıkları bu dua şöyle:

127- Ve ne vakit ki İbrahim, Beyt’in temellerini yükseltmeye başladı, İsmail ile birlikte şöyle dua ettiler: "Ey Rabbimiz! Bizden kabul buyur, hiç şüphesiz işiten sensin, bilen sensin."

128- "Ey bizim Rabbimiz! Hem bizim ikimizi yalnız senin için boyun eğen müslümanlar kıl, hem de soyumuzdan yalnız senin için boyun eğen müslüman bir ümmet meydana getir ve bize ibadetimizin yollarını göster, tevbemize rahmetle bakıver. Hiç şüphesiz Tevvab sensin, Rahim sensin."

129- "Ey bizim Rabbimiz! Bir de onlara içlerinden öyle bir peygamber gönder ki, onlara senin ayetlerini tilavet eylesin, kendilerine kitabı ve hikmeti öğretsin, içlerini ve dışlarını tertemiz yapıp onları pak eylesin. Hiç şüphesiz Aziz sensin, hikmet sahibi sensin.

Ayette geçen Hz. İbrahim'in "Ey Rabbimiz, onların içinden bir peygamber gönder" duası

"Ey Rabbimiz, onların içinden bir peygamber gönder ki, senin ayetlerini onlara okusun, kitabı ve hikmeti talim edip öğretsin; onları pisliklerden arındırıp tertemiz yapsın. Çünkü hiç şüphesiz, iradesi geçerli, güç ve kuvvet, şan ve şeref sahibi, verdiği hüküm ayniyle hikmetli olan ancak Sensin."

İşte, bugün her namaz kılarken "Allahümme salli" ve "Allahümme barik" dualarında Hz. İbrahim’in isminin geçmesi, söz konusu Kabe’nin temellerinin atılması sırasında yaptığı dua ile ilgilidir. Özellikle de bu duanın “Ey bizim Rabbimiz! Bir de onlara içlerinden öyle bir peygamber gönder ki, onlara senin ayetlerini tilavet eylesin, kendilerine kitabı ve hikmeti öğretsin, içlerini ve dışlarını tertemiz yapıp onları pak eylesin. Hiç şüphesiz Aziz sensin, hikmet sahibi sensin.” kısmı ile ilgilidir. 

Burada geçen “onlara içlerinden öyle bir peygamber gönder ki” ifadesini yorumlayan Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili tefsirinde bu ayetlerle ilgili şu açıklamayı yapıyor. 

Hikmet: İsabet ve sağlamlık demektir. Aslında bunun ilim ve ameldeki geniş anlamıyla açıklaması, diğer bir deyişle, "Allah, hikmeti dilediğine verir." (Bakara, 2/269) ayetinin tefsirinde gelecektir. Burada Allah’tan istenen peygamberin, son peygamber Muhammed Mustafa (s.a.v.) Efendimiz olduğu apaçık bellidir. Çünkü İsmail zürriyeti içinde başka bir peygamber gelmiş değildir.

Nitekim Resulullah Efendimiz bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur: "Ben, babam İbrahim’in duası, kardeşim İsa’nın müjdesi ve annemin rüyasıyım."

Hz. İbrahim’in bu duasına bir şükran olmak üzere Muhammed ümmetine de namazlarda "Allahümme salli" ve "Allahümme barik" dualarını okumak talim buyurulmuştur.

Bu ayetler üzerinde düşünüldüğünde, salavat-ı şerifenin manası ve içindeki benzetmenin sebebi daha iyi anlaşılır. İşte Hz. İbrahim, memur olduğu kelimeleri yerine getirip, aday bulunduğu makama yükselmek için Kâbe’nin temellerini atarken, oğlu İsmail (a.s.) ile beraber yaptıkları duada, o kelimelerin böylece tamama erdirilmesini istemiştir. Kendisine vaat olunan imametin, zürriyetinden çıkacak bir Müslim ümmete ihsan edilmesini ve kendi içlerinden gönderilecek bir peygamberle bu ümmetin desteklenmesini dilemişlerdir.

Onların duaları, Hz. Muhammed’in peygamber olarak gönderilmesiyle tamam olmuştur. İmametten zalimlerin mahrum oluşu, Kâbe ve Kâbe ile ilgili haller, Mekke, İbrahim ve İsmail zürriyeti, bu zürriyetten doğacak Müslüman ümmet ve onların içinden çıkacak şanlı peygamber, ayetlerin tilaveti, kitap ve hikmetin öğretilmesi, tezkiye ve taharet ile İslam kelimesinin çeşitli anlamları üzerinde düşünülürse, Hz. Muhammed’in peygamberliği ile İbrahim’in milleti demek olan İslam dini hakkında Kitap Ehli’nin hiçbir şüphesi kalmaz. (Yazır, s. 409-410)

Ayrıca bknz: Allah Kulları Neden İmtihan Eder? Hz. İbrahim’in İbretlik Sınavı


Kaynak:

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, Cilt 1, Azim Dağıtım, İstanbul.

Next Post Previous Post
No Comment
Add Comment
comment url