Hz. İbrahim ve Hz. İsmail’in Aile İmtihanı: Sabır ve Hikmet Dolu Bir Hikâye

Hz. İbrahim ve Hz. İsmail’in Aile İmtihanı: Sabır ve Hikmet Dolu Bir Hikâye

İslam tarihinde, peygamberlerin hayatları insanlığa rehberlik eden derin hikmetlerle doludur. Hz. İbrahim ve Hz. İsmail’in Mekke’de yaşadığı bu olay, aile bağlarının, sabrın ve hikmetli kararların önemini vurgulayan ibretlik bir kıssa olarak günümüze kadar ulaşmıştır. Bu yazıda, Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İsmail’in ailesiyle ilişkisi üzerinden, bir peygamberin hem baba hem de rehber olarak nasıl bir örnek teşkil ettiğini inceleyeceğiz.


Hz. İsmail’in Evliliği ve Hz. İbrahim’in Hikmetli Tavsiyeleri

Rivayete göre Hz. İbrahim, oğlu Hz. İsmail ile eşi Hacer’i buraya getirerek Mekke’de bıraktı. Bunun üzerinden bir süre geçtikten sonra Cürhüm kabilesi de buraya yerleşti ve Hz. İsmail bu kabileden bir kızla evlendi. Hacer ise vefat etti.

Hz. İbrahim, hanımı Sare’den, eşi Hacer’in yanına gitmek için izin istedi. Sare de kendisine izin verdi, ancak oraya vardığında attan inmemesi şartını koştu. Hz. İbrahim Mekke’ye geldi fakat eşi Hacer’in vefat etmiş olduğunu öğrendi. Hemen oğlu İsmail’in evine gitti ve gelinine kocasının nerede olduğunu sordu. Gelini, avlanmaya gittiğini söyledi. Çünkü Hz. İsmail, zaman zaman Harem’den çıkarak avlanmaya giderdi. Hz. İbrahim, gelinine: “Yanında ikram edeceğin bir şey var mı?” diye sordu. Gelini, bir şey bulunmadığını söyledi. Bunun üzerine Hz. İbrahim, nasıl geçindiklerini sordu. Kadın: “Biz hep sıkıntı ve zorluk içindeyiz.” diye şikayette bulundu. Hz. İbrahim bunun üzerine: “Kocan eve geldiğinde, selamımı ve kapısının eşiğini değiştirmesini söylediğimi ilet.” dedi.

— Bunun anlamı, “Seni boşasın, çünkü ona eş olabilecek bir kadın değilsin.” demekti. —

Hz. İbrahim oradan ayrıldıktan sonra Hz. İsmail eve döndü ve babasının güzel kokusunu duyarak eşine: “Buraya birisi mi geldi?” diye sordu. Yaşlı bir adamın geldiğini söyledi ve onu tarif etti. Konuşurken yüzünde kötümser bir eda vardı. İsmail: “Peki bir şey söyledi mi?” diye sordu. Eşi: “Kocana selamımı ve kapısının eşiğini değiştirmesini söylediğimi ilet.” dedi. Hz. İsmail: “O gelen babamdı. Benden seni boşamamı istemiş. Artık ailene git.” dedi ve onu boşadı. Bu kabileden başka biriyle evlendi.

Hz. İbrahim, bir süre eşi Sare’nin yanında kaldıktan sonra tekrar eşinden izin isteyip İsmail’i ziyaret edeceğini bildirdi. Eşi Sare de, gittiğinde attan inmemek şartıyla izin verdi. Hz. İbrahim, oğlu Hz. İsmail’in kapısına kadar geldi. Gelini, Hz. İsmail’in hanımına kocasının nerede olduğunu sordu. O da: “Avlanmaya gitti, inşallah dönmek üzeredir. Atından in, Allah sana rahmetini ihsan etsin.” dedi.

Hz. İbrahim, gelinine: “Yanında ikram edeceğin bir şey var mı?” diye sordu. O da “Evet.” dedi ve hemen bir miktar süt ile et getirdi. Bu arada Hz. İbrahim, gelinine geçimlerini sordu. Gelini: “Biz hayır ve bolluk içindeyiz.” dedi. Hz. İbrahim ona bereket içinde olmaları duasında bulundu. Eğer o gün buğday ya da arpa ekmeği veya hurma getirmiş olsaydı, yeryüzünün çoğu buğday, arpa ya da hurmayla dolardı.

Hz. İbrahim, ona şöyle dedi: “Kocan geldiğinde, ona selamımı ve evinin eşiğinin düzeldiğini söylediğimi bildir.” dedi. Hz. İsmail eve döndüğünde, babasının kokusunu hissetti ve hanımına: “Sana kimse geldi mi?” dedi. O da: “Evet, yaşlı biri geldi. İnsanların en güzel yüzlüsü, en güzel kokulusuydu. Bana da şunları söyledi.” dedi.

Hz. İsmail: “Gelen babamdı. Kapımın eşiği de sensin. Bana seni iyi tutmamı söylemiş, bunu emretmiş.” dedi.

Ayrıca bakınız: Namazda “Salli” ve “Barik” Dualarında Hz. İbrahim’in İsmi Neden Geçiyor?


Kıssadan Hisse: Sabır, Şükür ve Hikmetin Değeri

Hz. İbrahim ve Hz. İsmail’in hikâyesi, aile içindeki sabır, şükür ve hikmetli davranışların önemini bizlere bir kez daha hatırlatmaktadır. Hz. İbrahim’in gelinini değerlendirirken kullandığı metot, bir insanın davranış ve tutumlarının aile huzuruna olan etkisini açıkça göstermektedir. Bu kıssa, şikayet yerine şükretmenin ve zorluklarla mücadelede sabrın ne denli önemli olduğunu anlatır.

Hz. İsmail’in ilk eşi, sıkıntılara sürekli şikayetle yaklaşırken, ikinci eşinin olumlu tutumu ve cömertliği, bereket ve huzurun kapısını aralamıştır. Bu olay, aile bağlarının sadece maddi değil, manevi temeller üzerinde yükselmesi gerektiğini öğretir. Ayrıca, Hz. İbrahim’in hikmetli öğütleri, bir baba olarak çocuklarının hayatında rehber olmanın ne kadar önemli olduğunu da gösterir.

Bu kıssadan çıkarılacak ders şudur: İnsan ilişkilerinde sabır, anlayış ve şükür, hem bireysel hem de toplumsal huzurun anahtarıdır. Hayatın zorlukları karşısında olumsuzluklara odaklanmak yerine, sahip olduklarımız için şükrederek bereketi artırabiliriz. Özellikle aile içindeki dayanışma ve sevgi, maddi koşullardan çok daha değerlidir.

Bu hikâye, bize sadece geçmişten bir hatıra değil, günümüz ilişkilerimizde de rehberlik eden bir mesaj sunmaktadır: Sabırla hareket eden, şükreden ve hikmetle kararlar alanlar, sonunda huzur ve bereketle ödüllendirilir.


Kaynak:

İsmail Hakki Bursevi, Ruhul-Beyan Tefsiri, Cilt 1, Damla Yayınevi, İstanbul.

Next Post Previous Post
No Comment
Add Comment
comment url