Bakara Suresi 94-96: Yahudilerin Cennet İddiası ve Uzun Yaşam Hırsının Yorum ve Tefsiri
Kur’an-ı Kerim’de Bakara suresi 94-96. ayetlerde cennet sadece bizimdir diyen Yahudilere atıf yapılarak “haydi hemen ölümü temenni ediniz” dniliyor. Ardından uzun yaşamanın zalimleri cezadan kurtarmayacağı uyarısı da yapılıyor. Bakara suresi 94-96. ayetlerin meali, tefsiri ve farklı tefsirlerde yer alan yorumlarına bakalım.
Bakara suresi 94-96. ayetlerin meali, tefsiri ve yorumu
Aşağıda Bakara suresi 94-96. ayetlerin Elmalılı Hamdi Yazır tefsirinde yer alan meali ve Elmalılı tefsiri ile birlikte İsmail Hakki Bursevi ve Kadı Beydavi, Mukatil bin Süleyman tefsirlerinden yer alan yorumlar yer alıyor.
İlk önce ayetlerin mealine bakalım.
Bakara suresi 94-96. ayetlerin meal-i şerifi
94- De ki: "Allah yanında ahiret yurdu (cennet) başkalarının değil de yalnızca sizin ise, eğer iddianızda da sadık iseniz haydi hemen ölümü temenni ediniz, ölümü cana minnet biliniz."
95- Fakat elleriyle işledikleri yüzünden onu hiçbir zaman temenni edemeyecekler. Allah o zalimleri bilir.
96- Elbette onları insanların hayata en hırslı, en düşkün olanları olarak bulacak, hatta müşriklerden bile daha düşkün bulacaksın. Onların her biri bin sene ömür sürmeyi arzular, oysa uzun yaşamak kendilerini azaptan kurtarıp uzaklaştıracak değildir. Allah, onların neler yaptığını görüp duruyor. (Yazır, s. 351)
Önceki ayetler: Bakara suresinde inkarın psikolojisi ve Yahudilerin tutumuyle ilgili ayetlerin yorum ve tefsiri
Kur’an, “Cennete ancak Yahudiler girecek” iddiasına bu ayetle cevap veriyor
"De ki: Eğer Allah katında ahiret yurdu diğer insanlar için değil de yalnız sizin içinse ve doğru söylüyorsanız, haydi ölümü temenni edin!"
Onlar, "Cennete ancak Yahudiler girecek," diyorlardı. "Haydi ölümü temenni edin!" Çünkü kendisinin cennet ehli olduğuna yakinen inanan, elbette oraya iştiyak duyar ve şüphelerle dolu şu dünyadan bir an önce kurtulmak ister. (Beydavi, s. 169)
«De ki: 'Eğer ahiret yurdu' yani cennet, 'Allah katında başka insanlara değil de' Muhammed (s.a.v.) ve ashabına değil de 'Sadece size tahsis edilmişse', oraya Yahudiler dışında kimsenin giremeyeceği konusundaki sözünüz doğruysa 'Ve bu iddianızda samimi iseniz, ölümü istesenize!' Onu hem dil ve hem kalple sevip isteyerek: "Allah'ım! Bizi öldür" desenize. Çünkü kesin olarak cennete gireceğine inanan, orayı arzular, bir an önce oradaki nimetleri elde etmeyi ve bu dünyadan kurtulmayı ister. Eğer, cennetin yalnızca size ait olacağı sözünüzde samimi iseniz, hemen ölümü isteyin. Temenni: Bir şeyi nefiste istemektir. Genel olarak da gerçekleşemeyen şeyler için kullanılır.
«Fakat ellerinin yapıp öne sürdüğü işlerden» yani işledikleri Hz. Peygamber ve Kur'an'ı inkâr, Tevrat'ı tahrif gibi cehenneme girme sebepleri olan suçlardan «dolayı ölümü asla,» ne şimdi, ne gelecekte ve ne de herhangi bir zamanda «istemeyeceklerdir.» (Bursevi, s. 198)
Allah bütün zalimleri bilir
Halbuki onlar, hiçbir zaman böyle bir temenniyi isteyemezler, çünkü elleriyle yaptıkları, ahiret için hazırladıkları şeyler; cürümler, cinayetler ve zulümler yüzünden temennide bulunamazlar. Yani bunlar zaten sabıkalı kimselerdir. O kirli ellerin neler yaptığını, ahirete ne yüzle varacaklarını vicdanları bilir de, dünya cennetinden vazgeçemezler, 'ahiret yurdu bizimdir' diyerek ölümü isteyemezler. Allah o zalimleri bilir. Allah bütün zalimleri bilir. (Yazır, s. 352)
Nafi diyor ki: "Yanımızda bir Yahudi oturuyor ve bizimle tartışıyordu. Bu arada: 'Sizin kitabınızda, "ölümü temenni edin" ifadesi yer alıyor. Ben ise ölümü istiyorum, ama gördüğünüz gibi ölmüyorum?' dedi. İbn Ömer bunu duyunca, hemen evine girdi, kılıcını aldı ve çıktı. Yahudi onu görünce kaçmaya başladı. Bunun üzerine İbn Ömer şöyle dedi: 'Allah'a yemin ederim ki, eğer ona yetişseydim, kesinlikle boynunu vururdum. Bu cahil Yahudi zannetti ki ölümü temenni etmemek her zamanki Yahudiler içindir. Oysa bu, Hz. Peygamber'i görüp tanıdıktan sonra inatlarında direnen ve onun peygamberliğini inkâr eden Yahudiler içindir.'" (Bursevi, s. 199)
Bakınız: Bursevi tefsirinde Hz. Peygamberin “ölümü temenni etmeyi yasaklaması” hadisinin yorumu
Kaynaklar:
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, Cilt 1, Azim Dağıtım, İstanbul.
İsmail Hakki Bursevi, Ruhul-Beyan Tefsiri, Cilt 1, Damla Yayınevi, İstanbul.
Kadı Beydavi, Muhtasar Beydavi Tefsiri, Cilt 1, Çev: Şadi Eren, Selsebil Yayınları, İstanbul, 2011.