Bakara suresinde ölünün diriltilmesini anlatan ayetlerin yorum ve tefsiri

Bakara suresinde ölünün diriltilmesini anlatan ayetlerin yorum ve tefsiri

Kur’an-ı Kerim’de Bakara suresi 72-74. ayetlerde haksız yere öldürülen bir adamın ilahi emirle diriltilmesi, onu öldürenleri göstermesi ile ilgili bir kıssa anlatılıyor. Allah’ın için ölüyü diriltmenin çok kolay olduğu da bir örnekle gösteriliyor ki ölümden sonra yeniden dirilme ve ahiret ayeti olduğuna bir işaret var. Bakara suresi 72-74. ayetlerin meali, tefsiri ve farklı tefsirlerde yer alan yorumlarına bakalım.


Bakara suresi 72-74. ayetlerin meali, tefsiri ve yorumu

Aşağıda Bakara suresi 72-74. ayetlerin Elmalılı Hamdi Yazır tefsirinde yer alan meali ve Elmalılı tefsiri ile birlikte İsmail Hakki Bursevi, Kadı Beydavi ve Mukatil bin Süleyman tefsirlerinden yer alan yorumlar yer alıyor.

İlk önce ayetlerin mealine bakalım.


Bakara suresi 72-74. ayetlerin meal-i şerifi

72- Hani bir zamanlar siz bir adam öldürmüştünüz de onun hakkında birbirinizle atışmış ve onu üstünüzden atmıştınız, halbuki Allah, saklamış olduğunuzu açığa çıkaracaktı.

73- İşte bundan dolayı, o sığırın bir parçası ile o ölüye vurun, dedik. Allah ölüleri işte böyle diriltir ve size ayetlerini gösterir, belki aklınızı başınıza toplarsınız.

74- Sonra bunun arkasından yine kalbleriniz katılaştı, şimdi de taş gibi, ya da taştan da beter hale geldi. Çünkü taşlardan öylesi var ki; içinden nehirler kaynıyor, yine öylesi var ki, çatlıyor da bağrından sular fışkırıyor, öylesi de var ki, Allah korkusundan yerlerde yuvarlanıyor... Ve sizin neler yaptığınızdan Allah gafil değildir. (Yazır, s. 322)

İlgili - Bakara suresinde Yahudilere sığır kesme emrinin arkasındaki ilginç hikaye ve ayetlerin yorum ve tefsiri


Sığırın bir parçası ile vurulan ölü dirilerek cinyeti işleyenleri gösterir

Rivayet olunuyor ki, içlerinde yaşlı ve gayet zengin bir adam varmış. Bunun bir oğlu ve birçok da yeğenleri, yani kardeş çocukları bulunuyormuş. Yeğenler, bu zengin amcanın mirasına konmak için onun tek oğlunu gizlice öldürmüşler, sonra da cenazesini kapıya koyarak bağırıp çağırmaya, güya katilini aramaya, cinayeti şunun bunun üzerine atmaya kalkışmışlar. Katilin bulunamaması üzerine büyük bir fitne çıkmıştı. Ey İsrailoğulları, siz Hz. Musa gibi büyük bir Peygamberin zamanında, Allah Teala ise sizin birbirinizle böyle gizlenmiş düşmanlığa başladığınızda, cinayetleri açığa çıkaracaktı. Bunun için siz düşmanlığa devam ederken Biz dedik ki, kurban edilmiş olan bakaranın bir parçasıyla o ölüye vurun. İşte Allah ölüleri böyle diriltir, akla hayale sığmaz sebeplerle onları yeniden canlandırır. Bundan anlaşılıyor ki, o bakaranın bir parçasıyla ölüye vurdukları zaman, ölü bir hayat eseri gösterip cinayeti işleyenleri haber vermiş ve bu suretle o gizli cinayet meydana çıkarak münakaşa ve fitne de bastırılmıştır. (Yazır, s. 323)

«Onun için (ineğin) bir parçasıyla», sığırın herhangi bir organıyla, «ona» yani öldürülene «vurun, demiştik.» Onlar da vurdular ve adam hemen dirildi. Çünkü âyetin bundan sonraki bölümü bunu göstermektedir: «İşte Allah böylece ölüleri diriltir.» Rivayete göre, yahudilerin sığırın bir organıyla vurmaları üzerine, Allah'ın izniyle, öldürülen kişi hemen dirildi. Şah damarından kanlar akıyordu. "Beni amcamın oğullarından falan ve falan adlı iki kişi öldürdü" dedi. Sonra da yine düşüp öldü. Bunun üzerine o iki kişi yakalanarak öldürüldüler. Artık bundan böyle, yakınlarını öldüren kâtiller, öldürdükleri kimseye varis kılınma haklarını yitirdiler. (Bursevi, s. 171)


Bakara suresinden ölümden sonra dirilmeye örnek kıssa

Demek ki, bakara kurban etme emrinin neticesinde ölülerin dirilmesine misal verecek ve şahit olunacak büyük bir mucize zuhur etmiştir. Artık ölüler de dirilir miymiş diyerek, ölümden sonra dirilmeyi inkar etmemelidir. Allah Teala böylece akılların almayacağı yollarla ölüleri diriltir. Akıllarınız kemale ersin, düşünüp anlayasınız diye size ayetlerini, mucizelerini ve delillerini de açıkça gösterir. Siz ölenlerin dirilmesini akla aykırı zannedersiniz, halbuki bu zan, akıldan değil, aklın noksanlığından ileri gelmektedir. Zira hayat denilen olayı ilk başta hiçbir örnek olmadan meydana getiren yüce kudretin ikinci hayatı yeniden ortaya koyamaması için hiçbir sebep yoktur. Mevcut hayatı kabul eden aklın, ikinci hayatı kolaylıkla kabul etmesi lazımdır. Akıl, gerçi kıyas için daima bir misal arar, lakin ilk hayat da misal olmak üzere pekala yeterlidir. Bununla beraber ölümden sonra dirilmeyi idrak edemeyenlere canlı delil olmak üzere peygamberler gönderilmiş ve onlara bu bakara kıssası gibi mucizeler verilmiştir. (Yazır, s. 323)

Bu hadise, O ' nun işaretlerinden ve hayret verici işlerindendir. Bunları aklederek ölümden sonra dirilişe dfür ibret alın. Allah ' ın onlara bunu yapmasının sebebi de şudur: İsrfüloğulları arasında ölümden sonra dirilişten kuşku duyan kimseler vardı. Allah onlara ölüleri tekrar diriltmeye kadir olduğunu fiilen göstermeyi murad etti. İşte, Akledesiniz {yani, akledesiniz de ölümden sonra dirilişle ilgili olarak ibret alasınız} diye . . . buyruğu bunu anlatmaktadır. (Mukatil, s. 93)

«Allah yaptıklarımızdan gafil değildir.» O, yaptığınız her şeyden haberdardır. Bu, onların katı yürekli olmalarından ve bu sebeple kötü ameller işlemelerinden dolayı şiddetli bir tehdiddir. Kâfirin kalbi katılıkta taşı da geçmiştir. Oysa taşlar anlayıştan, kavrayıştan ve idraktan yoksun oldukları halde, Allah'a boyun eğiyor ve Allah korkusundan paramparça olabiliyor. Nitekim: "Biz Kur'an'ı bir dağa indirseydik, Allah korkusundan onu baş eğmiş, çatlamış görürdün” (Haşr: 21) buyurulmuştur. Kâfirin kalbiyse, kendisinde anlayıp kavrama imkânı olduğu halde ne yumuşuyor ve ne de boyun eğiyor. (Bursevi, s. 174)


Bakara Kıssasının İşari Manası

Tasavvufi yönden bakıldığında ise, kıssadan şu manalara işaretler görülebilir; En zararlı düşman olan nefsini tanımak ve onu gerçek ölümle öldürmek isteyen kimse, o nefis sığırını boğazlamalıdır. Bunun yapılmasında nefsin şu özellikleri nazara alınmalıdır:

  • Nefsin şehvetini öldürmek ne çok erken yaşta yapılmalı ne de çok ileri yaşa bırakılmalıdır.
  • Nefis dünya talebinde zillete düşmeden, gayet zinde, hoş görünümlü iken yapılmalıdır.
  • Nefis, dünya kirlerinden uzak kalmalı, üzerinde çitkin kaçacak bir alâmeti olmamalı.

O zaman, bunun etkisi nefiste görülür, güzel bir hayatla hayatlanır, kendisiyle hâlin inkişaf edeceği bir duruma gelir. Akılla vehim arasında bulunan engel ve çekişme ortadan kalkar. (Beydavi, s. 154-155)


Kaynaklar:

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, Cilt 1, Azim Dağıtım, İstanbul.

İsmail Hakki Bursevi, Ruhul-Beyan Tefsiri, Cilt 1, Damla Yayınevi, İstanbul.

Kadı Beydavi, Muhtasar Beydavi Tefsiri, Cilt 1, Çev: Şadi Eren, Selsebil Yayınları, İstanbul, 2011.

Mukatil bin Süleyman, Tefsir-i Kebir, Çev: M. Beşir Eryarsoy, Cilt 1, İşaret Yayınları, İstanbul, 2006.


Next Post Previous Post
No Comment
Add Comment
comment url