Yahudilerin Allah’ı görmek istemeleri, emirleri duymaları buna rağmen tahrif etmelerini anlatan ayetin Mukatil tefsirinde yorumu
Bakara suresi 75. ayette, bir kısım kimselerin Allah’ın kelamını işitir, dinler ve ardından da onu bozarlardı deniliyor. Mukatil bin Süleyman, Tefsir-i Kebir kitabında bu ayeti yorumlarken Hz. Musa ve Yahudilerle ilgili şu ilginç olayı anlatıyor.
Mukatil tefsirinde Yahudilerin Allah’ı görmek, işitmek istemeleri ve buna rağmen emri bozmalarını anlatan ayetin yorumu
Bakara suresi 75. ayetin meali şöyle:
“Şimdi, bunların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa içlerinden birtakımı, Allah’ın kelamını dinler, iyice anladıktan sonra, onu bile bile tahrif ederlerdi.” (Diyanet Meali)
Bu ayetin tefsirinde Mukatil bin Süleyman, Tefsir-i Kebir kitabında şöyle bir kıssa anlatarak ayette geçen olayları şöyle yorumluyor:
75. Artık bunların {yani, Medine Yahudilerinin} size {yani, Nebi'ye} iman edeceklerini {yani, ey Muhammed! Senin sözünü tasdik edeceklerini} mi ümit ediyorsunuz?! Halbuki bunlardan bir fırka {yani, Musa döneminde bir fırka} vardı ki, Allah 'ın kelamını işitirlerdi de...
Musa' nın (a.s) seçtiği yetmiş kişi, "Bize Allah'ı açıkça göster" deyince, Allah da ceza olmak üzere onları öldürdü. Musa tek başına kaldı ve ağlamaya koyuldu. Bunun üzerine Allah onları diriltti. Onlar Musa'ya, "Senin de Rabbini görmediğini öğrendik, fakat sen O'nun sesini işittin, öyleyse bize de işittir" dediler. Musa da, bunun için Rabbine du'a etti. Allah Teala, "Aralarından benim kelamımı işitmek isteyenler üç gün kadınlardan uzak dursunlar. Üçüncü gün gusledip yeni elbiseler giysinler, sonra da dağa gelsinler, onlara kelamımı işittireceğim" buyurdu. Onlar denildiği gibi yaptılar, sonra Musa (a.s) ile birlikte dağa gittiler.
Ayrıca bakınız: Dine bid’at getirenleri uyaran ayet!
Musa (a.s) onlara, "Bulutun etrafı kaplayıp da içinde bir nur olduğunu gördüğünüz ve ondan bir ses işittiğiniz vakit Rabbinize secde edin, size emrettiğine dikkat edin, emrolunduğunuzu yapın" dedi. Onlar da, "Tamam" dediler. Musa (a.s) dağa çıktı. Bulut geldi, onlarla Musa (a.s) arasına girdi. Onlar nuru görüp de sur -ki borazan demektir- sesini andıran bir ses işittiklerinde secdeye kapandılar. Bu esnada o sesin, "Ben sizin Rabbinizim, Benden başka ilah yoktur. Hayy ve kayyfım olanım. Sizi şefkatli bir elle, güçlü bir bilekle Mısır diyarından çıkartan Benim. O halde Benden başka bir ilaha ibadet etmeyin, Bana hiçbir şeyi ortak koşmayın. Beni kimseye benzetmeyin. Siz Beni asla göremezsiniz, fakat sözümü işitebilirsiniz" dediğini duydular ve dehşetten kendilerinden geçtiler. Sonra kendilerine geldiler ve Musa'ya (a.s) , "Rabbimizin kelamını işitmeye takat getiremeyiz. Onun için sen, bizimle Rabbimiz arasında bulun: O sana söylesin, sen de bize" dediler. Musa (a.s) , "Rabbim! israiloğulları Senin sözünü işitmeye takat getiremiyorlar; Sen bana buyur, ben de onlara söyleyeyim" dedi. Allah da, "istedikleri gibi olsun" buyurdu.
Allah Teala Musa'ya (a.s) söylüyor, o da onlara aktarıyor, İsrailoğulları da, "Rabbimizin buyruklarını işittik ve itaat ettik" diyorlardı. Yüce Rabbin emir ve yasakları bitince bulut yükseldi, ses kesildi. Onunla birlikte olanlar secdeden başlarını kaldırıp kavimlerinin yanına döndüler.
Onlara, "Rabbiniz size neyi emretti ve neleri yasakladı?" diye sordular.
"Bize şunları şunları emretti, şunları şunları yasakladı" dedi. Kimileri de buna şunları ekledi: "Şayet size yasakladıklarımı terkedemeyecek olursanız, yapabildiğiniz kadarını yapın." İşte, Artık bunların size iman edeceklerini mi ümit ediyorsunuz ?! Halbuki bunlardan bir fırka {yani,
İsrailoğulları'ndan bir kesim} vardı ki, Allah'ın kelamını işitirlerdi ... buyruğu bunu anlatmaktadır. (Mukatil, s.94-95)
Bu ayetin diğer tefsirlerdeki yorumu için bakınız: Bakara suresinde Yahudilerle ilgili ayetlerin yorum ve tefsiri
Kaynaklar:
Mukatil bin Süleyman, Tefsir-i Kebir, Çev: M. Beşir Eryarsoy, Cilt 1, İşaret Yayınları, İstanbul, 2006.
Kur’an-ı Kerim Meali, Diyanet İşleri Başkanlığı, 12. Baskı, Ankara, 2011.