Ahireti dünya hayatına satanlarla ilgili ayetin yorum ve tefsiri
Kur’an-ı Kerim’de Bakara suresi 86. ayette, ebedi ahiret hayatını geçici dünya hayatına satanlarla ilgili korkunç bir azap olduğu anlatılıyor. Bakara suresi 86. ayetin meali, tefsiri ve farklı tefsirlerde yer alan yorumlarına bakalım.
Bakara suresi 86. ayetin meali, tefsiri ve yorumu
Aşağıda Bakara suresi 86. ayetin Elmalılı Hamdi Yazır tefsirinde yer alan meali ve Elmalılı tefsiri ile birlikte İsmail Hakki Bursevi ve Mukatil bin Süleyman tefsirlerinden yer alan yorumlar yer alıyor.
İlk önce ayetlerin mealine bakalım.
Bakara suresi 86. ayetlerin meal-i şerifi
86- Bunlar ahireti, dünya hayatına satmış kimselerdir. Onun için bunlardan azap hafifletilmez ve kendilerine bir yerden yardım da gelmez. (Yazır, s.335)
Önceki ayetler için bakınız: Tevrat'taki 10 emir ve Bakara suresi 84-85. ayetleri ışığında İsrailoğullarının tutumu
Bakara suresinde önceki ayetlerde İsrailoğullarından alınan sözler, nasıl Allah’ın emirlerinin bir kısmına uyup diğer kısmını inkar etmeleri ve benzer halleri anlatılıyor. Sonuçta devamında gelen ayette de böyle yapmaları ile ebedi ahiret hayatını geçici bir dünya hayatına değiştikleri ifade ediliyor.
Her ne kadar burada bazı tefsirlere göre Yahudilerin yaptığı durum anlatılsa da geniş anlamda ayetin tüm zamanlar için inkar ederek ahireti dünyaya değişen ve artık ahirette de azapları hafifletilmeyecek ve yardım görmeyeceklere büyük bir uyarı var. Zaten Yazır da tefsirinde burada anlatılan grubun “İsrailoğulları ve bunlara benzeyenler” olduğunu ifade ediyor.
Ahireti verip dünya denilen aşağılık hayatı satın almışlar
Ey Muhammed! İşte bunlar, çirkin özellikler ile vasıflanmış olan İsrailoğulları ve bunlara benzeyenler, öyle bir güruhtur ki bunlar, ahireti verip dünya denilen aşağılık hayatı satın almışlardır. Bunların ahirete imanları olmadığından, ileriye dönük herhangi bir hakları da kalmamıştır. Gerçi önce yok değildi, fakat o saadeti beş on paraya sattılar. Bundan dolayı bunların ileride çekecekleri azap asla hafifletilmeyecek ve kendilerine hiçbir taraftan yardım da olunmayacaktır. (Yazır, s.335)
«Onların azabı,» ister dünya ile, isterse ahiret ile ilgili olsun, «hafifletilmeyecektir.» Üzerlerindeki azaba engel olunmayacak ve «yardım da görmeyeceklerdir.» Kendilerine gelecek azabı, şefaat yoluyla veya zorla kimse önleyemeyecektir. Şüphesiz ki, hem dünya, hem de ahiret lezzetlerini birlikte kazanmak mümkün değildir. Akıllı kimse, ahiret kazancına rağbet eden, dünyaya meyletmeyen, şeytanın emirlerine uyarak kanını akıtmayan ve nefsin arzuları peşinden koşmayandır. (Bursevi, s. 189)
Mukatil ise buradaki onlar ifadesi ile Yahudi reislerine atıf yapıldığını ifade ediyor ve ayeti şöyle yorumluyor:
Onlar {yani, Yahudilerin reisleri} ahireti verip dünya [yakın şimdiki} hayatı satın almış {yani, dünya [yakın- şimdiki) hayatı ahirete tercih etmiş: Yahudilerin avamından aldıkları dünyalık karşılığında ahiretlerini satmış} kimselerdir. Onun için onlardan azab {yani, ahirette azab} hafifietilmez ve onlara yardım da edilmez {yani, azab edilmelerine engel de olunmaz}. (Mukatil, s.100)
Kaynaklar:
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, Cilt 1, Azim Dağıtım, İstanbul.
İsmail Hakki Bursevi, Ruhul-Beyan Tefsiri, Cilt 1, Damla Yayınevi, İstanbul.
Mukatil bin Süleyman, Tefsir-i Kebir, Çev: M. Beşir Eryarsoy, Cilt 1, İşaret Yayınları, İstanbul, 2006.