Kur’an takva sahipleri için hidayettir (Bakara, 2/2) - Meal ve tefsiri
Kur’an-ı Kerim, hiçbir şüphe olmayan Allah kelamı bir kitaptır. Bundan dolayı da takva sahipleri, inananlar, Müslümanlar, müttakiler için bir hidayet kaynağı, yol göstericidir.
Bakara Suresi 2. ayetin meal ve tefsiri
Bu ayetin İsmail Hakki Bursevi, Elmalılı Hamdi Yazır ve Kadı Beydavi tefsirlerinde nasıl yorumladığı ve açıklandığına bakalım. Ayette üç hususa dikkat çekiliyor:
- Kur’an-ı Kerim’in hiçbir şüphe olmayan bir kitap olduğu
- Takva sahipleri, müttakilerin kimler olduğu
- Kur’an’ın takva sahipleri için hidayet olması
Bakara Suresi 2. ayetin Beydavi Tefsiri’nde meal ve açıklaması
Meal: “İşte o kitap. Onda hiçbir şüphe yoktur. Müttakiler için yol göstericidir.” (Bakara, 2/2)
Açıklaması: “Bunun manası “açık ayetleri, parlak delilleri sebebiyle, akıllı kişi düzgün bir bakışla ona baktığında, onun mu’cize seviyesinde İlâhî bir vahiy olduğundan şüphelenmez” anlamına gelir. Yoksa “kimsenin onun hakkında bir şüphesi yoktur” demek değildir. Görmez misin, Allahu Teâlâ şöyle bildirir: “Eğer kulumuza indirdiğimizden bir şüphe içinde iseniz, haydi onun mislinden bir sûre getirin.” (Bakara, 23)” (s. 39)
Kur’an hidayetinin müttakilere has kılınması
“Kur’an, onları hakka sevkeder. Hidayetin manası, delâlet, yani rehberlik yapmaktır. Bu rehberliğin, maksada ulaştıran bir rehberlik olduğuna dikkat çekilmiştir. Kur’an hidayetinin müttakilere has kılınması, bu rehberlikten onların istifade etmeleri ve O’nun ayetlerinden yararlanmaları sebebiyledir. Yoksa Kur’anın yol göstermesi umum insanlaradır. Bir başka ayette “O, insanlara bir rehberdir” (Bakara, 185) denilmesi bunu gösterir.
Kur’an hidayetinden özellikle takva ehlinin istifade etmesi şuna da işaret eder: Ona dikkatle bakanlardan, ancak aklını keskin kılan ve o aklı ayetleri tefekkürde ve mu’cizelere bakmakta kullanan kimse faydalanabilir. Çünkü Kur’an, sıhhati korumak için gereken faydalı gıdalar gibidir. Eğer bünye sağlıklı değilse, o faydalı gıdalar bir işe yaramaz. Şu ayet, bu manaya işaret eder: “Biz Kur’ân’dan, mü’minler için bir şifa ve rahmet indiririz.” (İsra, 82)” (s. 39-40)
Bakara Suresi 2. ayetin İsmail Hakki Bursevi tefsirindeki açıklaması
Meal: “Bu kitap, kendisinde hiçbir şüphe yoktur, takva sahipleri için bir hidâyettir.” (Bakara, 2/2)
Açıklaması: Bursevi, tefsirinde bu ayetteki takva sahipleri ile ilgili şunu söylüyor: “…Takva sahibi de, Allah'ın emirlerine yapışmanın ve yasaklarından kaçınmanın kendisi ile azab arasında bir engel olduğunu kabul ediyor. Çünkü bu sayede kendisiyle Allah’ın azabı arasında bir engel oluşturuyor.” (s. 61)
Takva sahipleri kimlerdir?
Takva, insanın kendisini Allah'ın koruması altına koyarak ahirette zarar ve acı verecek şeylerden iyice koruması, diğer bir ifade ile günahlardan sakınması ve iyiliklere sarılması diye tarif olunur. Peki, bu korunma nasıl olacak? Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, tefsirinde buna cevap veriyor.
Bakara Suresi 2. ayetin Elmalılı Hamdi Yazır tefsirindeki izahı
Meal: “(Elif, Lâm, Mîm.) İşte o kitap, bunda şüphe yok, müttakiler (kötülükten korunacaklar) için hidayettir.” (Bakara, 2/1-2)
Allah’ın koruması nasıl elde edilir? Allah'tan gereğince korkma nedir?
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’ın Hak Dini Kur'an Dili tefsirinde Bakara Suresi 2. ayette geçen kötülüklerden korunma (takva, müttakiler), gerçek anlamda Allah’ın korunmasına sahip olma ile ilgili şu açıklama yer alıyor.
“En kapsamlı ve en kuvvetli koruma ise ancak Allah'ın korumasıdır. Çünkü insanın koruması, şimdiye ve geleceğe tamamen hâkim olamadığı gibi, şimdiki halde görünen acı zararların bile hepsine hakim olamaz. Bundan dolayı iyi korunmak demek olan gerçek korunma, ancak Allah'ın korumasına girmekle gerçekleşebilir. Gerçi rahmaniyete ve yaratılışın aslına göre herkesin Allah'ın korumasından zorunlu ve tabii ihsan edilmiş bir payı vardır. Ve o oranda herkes korunmasız zorunlu bir korumaya sahip olur. Fakat rahimiyete ve ihtiyari fiillere göre insanın bu korumaya isteyerek ve idrak ederek girmesi, yani kendisinin korunması da şart olmuştur. Demek ki Allah'ın korumasının her yönüyle tamamen tecellisi (ortaya çıkması), insanın şimdiki zamandan daha çok, akibeti hedef edinen Allah'tan gereğince korkma hissine bağlıdır. İşte bunun için İslam’da mutlak sakınma veya takva, insanın kendisini Allah'ın koruması altına koyarak ahirette zarar ve acı verecek şeylerden iyice koruması, diğer bir ifade ile günahlardan sakınması ve iyiliklere sarılması diye tarif olunur… (s. 161)
Kaynaklar:
Kadı Beydavi, Muhtasar Beydavi Tefsiri, Cilt 1, Çev: Şadi Eren, Selsebil Yayınları, İstanbul, 2011.
İsmail Hakki Bursevi, Ruhul-Beyan Tefsiri, Cilt 1, Damla Yayınevi, İstanbul.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, Cilt 1, Azim Dağıtım, İstanbul.