Kadı Beydavi: Hayatı ve Kur’an-ı Kerim tefsiri
Beydavi tefsirinin 1895 baskısından bir sayfa. |
Kadı Beydavi kimdir?
Tam adı Nâsırüddîn Ebû Saîd (Ebû Muhammed) Abdullāh b. Ömer b. Muhammed el-Beyzâvî (1189 - 1286). Bazı kaynaklarda ismi Beydâvî ya da Kadı Beydavi olarak da geçiyor. Beydavi, tefsir yazarı, Eş‘arî kelâmcısı ve Şâfiî fakihidir. “Envârü’t-tenzîl ve esrârü’t-te’vîl” isimli Kur’an-ı Kerim tefsiri ile ünlüdür. Üzerinde 255 civarında şerh ve hâşiye yapılacak kadar takdir gören ve ün kazanan bu eser defalarca basılmıştır.
Kadı Beydavi’nin hayatı
Şiraz yakınlarındaki Beyzâ kasabasında dünyaya geldi. Doğum tarihi 1189 olarak tahmin ediliyor.
Babası, Şiraz’da kadı olarak görev yaptı. Babasından icâzet aldıktan sonra herhangi bir ilmî seyahate gerek kalmadan kendi memleketindeki Ehl-i sünnet âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri tahsil etti. Babasının vefatından sonra Şîraz kādılkudâtlığına tayin edilen Beyzâvî (1274-75) bir müddet bu görevde kaldı, bir taraftan da talebe yetiştirdi.
Kadılık görevinde fazla titiz ve bir anlamda müsamahasız davrandığı için bu makamdan azledilmesi üzerine muhtemelen 1281’de Fars’ın yeni başşehri olan Tebriz’e gitti. Burada vezirden tekrar Şîraz kadılığına tayin edilmesini istedi. Onu takdirle karşılayan vezir bu isteğini yerine getirdi. Bir müddet daha bu görevi sürdürdükten sonra kadılıktan ayrılarak Tebriz’e yerleşti ve ömrünün geri kalan kısmını ilim, ibadet ve riyâzetle geçirdi. Kaynakların çoğu onun 1286 yılında Tebriz’de vefat ettiğini belirtir.
Kadı Beydavi’nin Kur’an-ı Kerim tefsiri
Beydâvî’nin en meşhur eseri, “Envârü’t- Tenzîl ve Esrâru’t Te’vil” isimli tefsiridir. Bu tefsir asırlarca medreselerde ders kitabı olarak okutulmuş, üzerinde 250’den fazla şerh, haşiye ve ta’lîk yazılmıştır.
Beydavi, daha çok tefsir, kelâm, fıkıh ve usûl-i fıkıh sahasında meşhur olmuştur. Bir îcaz (ihtisar) harikası kabul edilen Envârü’t-tenzîl adlı eseri onun tefsirciliğini gösteren en önemli kaynaktır. Beyzâvî bu eserinde kendisinden önceki başlıca tefsir kitaplarını ustaca özetlemiş, âyetlere getirdiği yorumlar yanında dil kaidelerine dayanarak yaptığı açıklamalarla da büyük bir müfessir olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte Beyzâvî’nin müfessirliği şu noktalarda eleştirilmiştir:
- Âyetlere verdiği mânalar birbiriyle çelişmekte ve bazı hatalar ihtiva etmektedir.
- Sûrelerin sonunda zayıf hadislere yer vermiştir.
- Âyetleri felsefî yorumlara tâbi tutmuş, Kur’an’ı re’y* ile açıklayıp rivayet yolunu terketmiştir.
- Mecaz ve kinayelere dayanarak yaptığı bazı te’viller sebebiyle Sünnî tefsir çizgisinden çıkmıştır.
- Az da olsa İsrâiliyat’a yer vermiştir. Âmilî’nin Beyzâvî tefsirinde hatalı ve çelişik bulduğu bilgiler, resulün tarifi meselesiyle Tevrat’ın Hz. Mûsâ’ya Firavun’un ölümünden önce veya sonra nâzil olması ve Hz. Süleyman’ın Beytülmakdis’i yapmasından önce veya sonra hacca gitmesi gibi önemli olmayan tarih ihtilâflarına dairdir.
Dolayısıyla tefsirinde bu nevi konularda birkaç hata bulunsa bile bunlar onun tefsirciliğine gölge düşürecek ağırlıkta değildir.
Daha o zaman dünyanın yuvarlak olduğunu tefsirinde belirterek tabii ilimlerdeki vukufunu da gösteren Beyzâvî kendisinden sonra gelen müfessirlere kaynak teşkil etmiş ve tefsirdeki şöhreti günümüze kadar ulaşmıştır.
Kadı Beydavi’nin Kur’an-ı Kerim tefsirinin ismi “Envârü’t-tenzîl ve esrârü’t-te’vîl”dir. Üzerinde 255 civarında şerh ve hâşiye yapılacak kadar takdir gören ve ün kazanan bu eser defalarca basılmıştır.
Kâdı Beydâvî, Şâfıî mezhebinden olmakla beraber, tefsirinin Osmanlı medreselerinde de asırlarca ders kitabı olarak okutulması dikkat çekici bir durumdur. Çünkü Osmanlı Devletinde Hanefi mezhebi ön planda idi.
Kaynaklar
Yusuf Şevki Yavuz, “Beyzâvî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Cilt 6, İstanbul, 1992, s. 100-103.
Şadi Eren, “Kâdı Beydâvî”, Beydavi Tefsiri Cilt 1, Selsebil Yayınları, İstanbul, 2011.