Belki de hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için daha hayırlıdır (Bakara 2/216) - Meal ve açıklaması
Bakara suresi 216. ayette, insanlar için neyin hayır ve neyin de şer olabileceğinden bahsediliyor. Bunlardan hayır olan şeylerin insanların hoşuna gitmeyen, şer olanların ise insanların hoşlandığı şeyler olduğu belirtiliyor. Ayetin başından buna örnek olarak savaşmak ve cihat gösteriliyor. Ancak tefsirler bunu sadece cihat ile sınırlı tutmuyor. Genel itibariyle insanın nefis ve heveslerinin istediği ve istemediği (Allah’ın yapın dedikleri) şeylerin iyi ya da kötü olması şeklinde yorumluyor.
Bakara suresi 216. ayetin anlamı ve açıklaması
Üç tefsirde söz konusu ayetin meallerinin ve yorumlarının nasıl olduğuna bakalım.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır tefsirinden
Meal: “Savaş size farz kılındı, gerçi o size hoş gelmez. Olabilir ki siz, bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa ki o sizin için bir hayırdır. Yine olabilir ki, siz bir şeyi seversiniz, oysaki o sizin için bir kötülüktür. Allah bilir, siz bilmezsiniz.”
Açıklaması: “İnsanlar ne kadar bildiklerini iddia etseler, yine bilmedikleri bildiklerinden çoktur. Uzun bir gelecekle ilgili olan bütün iyiliklerini ve kötülüklerini bilmezler. İnsan aklı, güzel ve çirkine tam olarak hakim olamaz. Bunlara hakim olan Allah'tır. Bu nedenle size yararınız için emirler verir, kötülükten korunmanız için yasaklar koyar. İnsanlar işin başında duygulara bağlıdırlar. O anda duyguları ile karşı karşıya gelen hoş ya da kötü şeylerin etkisine kapılırlar. Oysa bunların iyilik veya kötülük olması ilerde bunların sonucu olacak yararlara veya zararlara bağlıdır. Bu ise duygu anında bilinemez. Bazen uzun bir deneyime muhtaç olur. Ve çoğunlukla deneyimi de mümkün olmaz ve deneye kalkışma durumunda iş işten geçmiş olur. Allah, bunları kitabıyla ve tarihi örnekleriyle bildirir. Yukarıda kısaca özetlendiği gibi, insanlık tarihi azgınlık tecavüz ve ayrılık ile dopdolu olduğundan dolayı; genel barış ortamı sağlanıncaya kadar bu durum üzere savaş ve çarpışma, kaçınılması mümkün olmayan bir zorunluluktur. Allah, hakka bağlı olanların iyiliklerinin onların korunmalarında olduğunu bildiği için savaşı size farz kılmıştır. Gerektiğinde siz onu yapacak, Hakk'ın tevhidi ile tam bir barış ortamına gireceksiniz. Şehit olmalar, zaferler, ganimetler size "hayır" olacaktır.”
İsmail Hakki Bursevi tefsirinden
Meal: “Hoşunuza gitmediği halde, savaşmak size farz kılındı. Belki de hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için daha hayırlıdır. Belki hoşunuza giden bir şey de sizin için daha kötüdür. Allah bilir, siz ise bilmezsiniz.”
Açıklaması: “Allah bilir, siz ise bilmezsiniz.” Dininiz ve dünyanız için neyin hayırlı olup olmadığını siz değil, ancak Allah bilir. Zaten bilemediğiniz içindir ki, bunlar hoşunuza gitmiyor.
Zünnün el-Mısri şöyle diyor: Fesad ve bozgunculuk milletin içine şu altı şeyden dolayı girer:
- Âhiret ameliyle ilgili olarak niyet zayıflığı,
- Bedenlerin, şehvetler uğruna rehin alınması,
- Ecelin yakın olmasına rağmen uzun emeller peşinden koşmak,
- Allah'ın rızâsına halkın rızâsını tercih etmek,
- Heva ve arzulara uyarak peygamberlerinin sünnetini arkaya atmak,
- Öncekilerin az sayıdaki ayak sürçmelerini birer delil kabul edip, çok sayıdaki iyilik örneklerini görmezlikten gelmek.
Akıllı kişi, heva, şehvet ve bidatın ortadan kalkması için nefsiyle ve kötü alışkanlıkları ile cihad eden, kalblerde Kitap ve Sünnet'e göre amel etmenin yer edebilmesi için de gayret gösterendir.
İbrahim Havas (r-a.) da der ki: Bir dağda yürüyordum. Bir nar gördüm ve iştahım çekti. Yaklaşıp ondan bir tane aldım. Yarıp içine baktım, henüz olmamıştı, ekşiydi. Onu bırakıp yürümeye devam ettim. Yere uzanmış bir adam gördüm. Üzerinde eşek arıları toplanmıştı. "Allah'ın selâmı üzerine olsun" dedim. Bana: “Allah'ın selâmı senin de üzerine olsun ey İbrahim” dedi. Bu defa: “Beni nereden tanıyorsun?" dedim. O da: "Allah'ı bilip tanıyan kimseye bir şey gizli kalmaz" cevabını verdi. Kendisine: "Görüyorum ki, Allah katında bir yerin var. Seni bu eşek arılarından ve sineklerden koruması, ezasından kurtarması için Allah'tan istekte bulunsaydın ya” dedim. O da: “Ben de senin. Allah katında bir yerinin olduğunu görüyorum. Seni nara karşı arzu ve istek duymaktan kurtarmasını isteseydin ya! Çünkü insan, narın sokmasının acısını âhirette duyar, halbuki eşek arılarının sokması insana sadece bu dünyada acı verir." dedi. Bunun üzerine adamı bırakıp yürüdüm.”
Kadı Beydavi tefsirinden
Meal ve açıklamaları: “Hoşunuza gitmese de, savaş size farz kılındı.”
Her ne kadar size zor gelse, fitraten hoşlanmasanız da Allah yolunda savaş size farz kılındı.
“Hoşlanmadığınız bir şey, sizin için hayırlı olabilir.”
Burada medar-ı bahs olan durum, insanların mükellef oldukları şeylerin tamamıdır. Bunlar, insanların salahına ve felahına vesile iken, insan tabiatı bunlardan hoşlanmaz.
“Hoşlandığınız bir şey de sizin için şer olabilir.”
Bu da, insanlara yasaklanan şeylerin tamamıdır. Bu yasak şeyler insanı uçuruma yuvarlar iken, insan nefsi bunları sever, bunları arzular.
Ayette geçen, (olur ki) ifadesinin zikrinde şöyle bir incelik vardır: İnsan nefsi bir şeye razı olduğunda, durum kendisi hakkında tersine döner.
“Allah bilir, siz bilmezsiniz.”
“Allah sizin için neyin daha hayırlı olduğunu bilir, ama siz bunu bilemezsiniz.”
Bunda hükümlerin -her ne kadar bizzat bilinmese bile- tercih ettirici maslahatlar tâbi olduğuna bir delil vardır.”
Kaynaklar
1- Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, Cilt 2, Azim Dağıtım, İstanbul, s.82-83.
2- İsmail Hakki Bursevi, Ruhul-Beyan Tefsiri, Cilt 1, Damla Yayınevi, İstanbul, s. 367-369.
3- Kadı Beydavi, Muhtasar Beydavi Tefsiri, Cilt 1, Çev: Şadi Eren, Selsebil Yayınları, İstanbul, 2011, s. 270.